PANDA SAYISI ARTIYOR!

panda2_1

Çin’de yapılan son araştırma, dünyadaki panda sayısının 1864’e çıktığını gösteriyor. 10 yıl önce doğada yaşayan panda sayısı 1596’ydı.

Nesli tehlike altındaki panda nüfusu, koruma çalışmalarının da katkısıyla son 10 yılda yüzde 16,8 oranında arttı. 2003’te dünyada bin 596 panda vardı. Çin’de yapılan Dördüncü Ulusal Panda Araştırması’nın sonuçlarına göre bu sayı bin 864’e çıktı ve pandaların yaşadığı alan da genişledi. Pandalar artık 2 milyon 577 bin hektarlık bir alanda yaşıyor.

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren WWF-Çin Doğa Koruma Programları Yöneticisi Xiaohai Liu, “Dev pandaların korunması için birçok başarılı çalışma yapıldı. Çin hükümeti de bu çabaları destekleyip, aralarında WWF’in de bulunduğu doğa koruma örgütleriyle işbirliği yaptı” açıklamasını yaptı.
Okumaya devam et

Unilever, dünyadaki tüm fabrikalarında ‘Sıfır katı atık’ hedefine ulaştı

OMO, Domestos, Algida, Knorr gibi lider markaların üreticisi Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği en temel hedeflerinden biri olan ‘sıfır katı atık’ statüsüne, tüm dünyada 2015 yılı itibarıyla ulaştığını duyurdu.

Hedefini çevresel etkisini azaltırken, işini de iki katı büyütmek olarak belirleyen Unilever, tüm küresel fabrika ağında katı atık alanlarına ‘sıfır atık’ gönderen fabrikalar yaratarak 200 milyon Avro da maliyet tasarrufu yaptı.

Türkiye’de ise son olarak üretime başlayan Konya Algida Fabrikası da dahil olmak üzere tüm üretim tesisleri 2013 yılından bu yana ‘sıfır katı atık’ statüsünde üretim yapan Unilever’in; fabrikalarından atık alanlarına hiçbir katı atık gönderilmiyor, tesislerde ortaya çıkan katı atıklar yeniden kullanılıyor, geri dönüştürülüyor ve geri kazanılıyor. Okumaya devam et

IBM ve Mars’tan küresel gıda güvenliğinde yeni girişim

IBM Araştırma Birimi ve dünyanın en büyük çikolata ve şekerleme şirketi Mars Incorporated; gıda güvenliğinde yeni bir yaklaşım sunmayı amaçlayan, işbirliğine dayalı bir gıda güvenliği platformu Gıda Tedarik Zincirini Sıralama Konsorsiyumunu kurduğunu duyurdu.

Küresel gıda arzını korumak kamu sağlığı açısından büyük bir zorluk oluşturmaya devam ederken; yalnızca ABD’de her yıl her altı kişiden biri gıda kaynaklı hastalıklara yakalanıyor ve 128.000 kişi bu sebeple hastaneye kaldırılıyor, 3 bin kişi hayatını kaybediyor ve 9 milyar dolarlık bir tıbbi maliyet oluşuyor. Ayrıca her yıl 75 milyar dolar değerindeki bozulmuş gıda geri çağrılıyor ve imha ediliyor.

Mevcut konjonktürde gıda tedarik zinciri giderek daha küresel ve karmaşık bir hal alırken, IBM ve Mars; gıda güvenliğinin daha iyi anlaşılması ve iyileştirilmesi için genetik verileri kullanan yenilikçi yaklaşımları ortaya çıkarıyor. Bu yaklaşım aynı zamanda tedarik zincirinin daha bütünsel biçimde anlaşılmasını sağlamayı da vaat ediyor. Yeni Konsorsiyum daha önce benzeri görülmemiş kapsamda bir metagenom araştırması gerçekleştirerek mikro organizmaları ve bu organizmaların normal ve güvenli bir fabrika ortamındaki aktivitelerini etkileyen faktörleri mercek altına alacak. Bu çalışma, gıda tedarik zincirinin baştan sonra tüm sürecini -tarladan tabağımıza uzanan yolculuğunu- kapsayacak. Mikro organizmaların kendi ekolojik ortamlarında nasıl etkileşim kurduklarına dair yeni veriler sunulacak ve bilimsel uygulamalar aracılığıyla nasıl daha iyi kontrol edilebileceklerine ilişkin yeni öngörüler çıkarılacak.

IBM ve Mars Incorporated Konsorsiyumu: Tedarik zinciri gıda güvenliği yönetiminde tamamen yeni yöntemleri ortaya çıkarmaya aday

Konsorsiyumda çalışan bilim insanları ilk adım olarak bakteri, mantar ya da virüs gibi canlı organizmaların genetik parmak izlerini ve tezgah, fabrika ve ham maddeler dâhil olmak üzere, farklı ortamlarda nasıl büyüdüklerini araştıracak. Bu veriler, bakterilerin etkileşim kurma metotlarını anlamaya yönelik daha kapsamlı araştırmalarda kullanılacak.

Mars Incorporated Kurumsal Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Dave Crean şöyle konuşuyor: “Gıda Tedarik Zincirini Sıralama Konsorsiyumu, gıda güvenliğinde devrim yaratma potansiyeline sahip. Yeni tehditleri; daha önce benzeri görülmemiş ölçeklerde saptamak ve çözmek için güçlü bir araca sahip olacağız ve böylece de küresel gıda güvenliğinde kritik atılımlar atılması mümkün olacak. Bu girişimde IBM Araştırma Birimi ile birlikte çalışmaktan heyecan duyuyoruz. Genomi biliminde, gıda ve tarımda küresel inovasyonlar gerçekleştirilmesine yardımcı olacak başka paydaşların da gelecekte aramıza katılacağını umuyoruz.”

IBM Almaden Araştırma Laboratuvarı Başkan Yardımcısı ve Direktörü Jeff Welser ekliyor: “Genom sıralaması, doğal ortama daha yakından bakarak daha önce bilmemiz mümkün olmayan öngörüleri açığa çıkarmayı hedefliyor. Bunu yaparken de verileri kullanan yeni bir tür mikroskop işlevi görüyor. Genom verilerinden öngörüler elde ederek, gıda tedarik zinciri içerisinde sağlıklı ve koruyucu mikrop yönetimi sistemlerini nasıl belirleyeceğimizi, yorumlayacağımızı ve en sonunda da oluşturacağımızı anlama fırsatı yakalayacağız.”

Konsorsiyumda yürütülecek araştırmalar, başlangıçta belirli hammaddelere ve fabrika ortamlarına odaklanacak. Daha sonra ise tüm gıda tedarik zincirini kapsayacak ve çiftçilere yönelik uygulamaları da içerecek. Örneğin, topraktaki mikro organizmaların anlaşılması, çiftçilerin bitkilerini patojenlerden nasıl koruyacaklarını ve aynı zamanda sağlıklı büyüme ve besin alımı sağlayacaklarını öğrenmelerine yardımcı olunması için kritik rol oynayacak.

İlk veri örnekleri Mars Incorporated üretim tesislerinden alınacak. IBM’in genom, sağlık hizmetleri ve analitik uzmanları ise gerekli olan büyük ölçekli bilgi işlem ve veri gereksinimleri için benzersiz bir araştırma ortamı sunan IBM Accelerated Discovery THINKLab laboratuvarından yararlanacak. Araştırmanın ötesinde, test yöntemlerinin düşük maliyetli bir şekilde ve yaygın olarak kullanılmasına olanak sağlanması için, veriler ve bulgular sistematik bir biçimde sunulacak.

Vitamin D’s benefit may lie in syncing our body clocks

ARE you spending enough time in the sun? As well as keeping our bones strong, vitamin D – the hormone our skin makes when exposed to ultraviolet rays – may also help regulate our body clocks.

We all have a small group of “clock genes” which switch on and off during the day. As a result, the levels of the proteins they code for rise and fall over a 24-hour period. Enforced routines such as night shift work can play havoc with our health – increasing our risk of a stroke, for example. Okumaya devam et

Climate change may halve giant panda’s habitat by 2070

GIANT pandas, prepare to move out. Shifting these creatures to distant reserves may be essential if they are to survive the likely impacts of climate change.

Pandas are well known for their pernickety bamboo diet and lacklustre sex lives. Wild populations have been reduced to a tiny gene pool and are under new pressure from the explosive growth in road-building in China. Taking these factors into account, Ming Xu of Rutgers University in New Brunswick, New Jersey, and colleagues have modelled how pandas’ geographical range could be further affected by climate change. Okumaya devam et

SİZİ AÇ BIRAKMAK İÇİN TASARLANMIŞ HIZLI YEMEKLER

Dr. Kessler birçok önemli unvana sahip: Avukat ve çocuk doktoru olmasının yanı sıra, Amerikan Gıda ve İlâç İdaresi’nin kurul üyesiydi. Kitabında, ABD ve diğer İngilizce konuşulan Batı ülkelerinde tüketilen gıdalarla ilgili muazzam çelişkileri gözler önüne seriyor.

Dr. Kessler’in ilgi alanı, gıda endüstrisinin gıdaları ustaca çekip çevirme, ve günümüz gıdalarını bağımlılık yaratacak şekilde özel işleme  yöntemleri.

İnsan vücudu, acıktığında yemek üzere evrilmiştir – ve tabii doyduğu zaman da durmak üzere. Ancak Amerikan gıda sanayiinin amacı bunun tam tersi. Ürünler iştahınızı kabartacak şekilde imal ediliyor, bu yüzden daha fazla yiyorsunuz; ancak aynı zamanda bu ürünler sizi daha fazlasına da aç bırakıyor.

İddiasına göre de, gıda endüstrisi bunu yaparken insan beyninin, insanı satılan ürüne bağımlı hale getirecek bir tuhaflığından istifade ediyor.

Gıda endüstrisi derken, bostancınızı, bölge bayiini veya yerel çiftçi kooperatifinizi kasdetmiyorum. Hayır, gıdaları dalındaki haline hiç benzemeyecek derecede işleyerek satan, milyar dolarlık çok uluslu şirketlerden bahsediyorum.

Milyonlarca yıllık evrimimiz boyunca etrafta pek yiyecek yoktu. Şeker, yağ ve tuz enderdi ve değerliydi. Bu yüzden beyinlerimizin devreleri şeker, yağ ve tuzdan keyif alacak şekilde gelişmişti – ne de olsa bunlar hayatta kalma olasılığımızı arttırıyorlardı. 1980’lerin başında, Amerikan gıda endüstrisi bu durumdan nasıl para kazanılacağının farkına vardı.

Okumaya devam et

BİRA TADINI ALABİLEN ROBOTLAR MI?

Araştırmacılar, elektronik bir dil kullanarak tatları farklı biraları birbirinden ayırt etmeyi başardılar. Food Chemistry dergisinde yayınlanan bu buluş, denemelerin %82’sinde olumlu sonuç verdi.

Bira, dünya üzerindeki en eski ve en çok tüketilen alkollü içecektir. Şimdilerde, Barselona Otonom Üniversitesi’nde görevli bilim adamları, insanların tat alma duyusunu temel alarak elektronik dil adı verilen bir sistem geliştirdiler. Analiz sistemlerinde yeni bir tasarımı hayata geçiren bilim adamları, pek çok bira markasının analizine dayanan bir çalışma gerçekleştirdiler.

Okumaya devam et

Bir Kişilik Modeli: Myers-Briggs

1.) ENERJİNİZİ YÖNLENDİRDİĞİNİZ İLK KAYNAK NERESİ OLUR?

Aktivite ve Dil Üzerinden
Dış Dünya:
Düşünce ve Duygular
Üzerinden İç Dünya:
DIŞA DÖNÜK İÇE DÖNÜK
SOSYAL SAKLI
DIŞA VURUMCU SESSİZ
GENİŞ DERİN
İLETİŞİM KONSANTRASYON
DÜŞÜNCEDEN ÖNCE EYLEM EYLEMDEN ÖNCE DÜŞÜNCE

2.) BİLGİYİ NE ŞEKİLDE İŞLEMEYİ TERCİH EDERSİNİZ?

Bilinen Gerçekler
ve Tanıdık Kavramlar Üzerinden
Yeni Olasılıkları
ve Fark Seçenekleri de Hesaba Katarak
DUYUMSAL
“OLASILIKLAR”
SEZGİSEL
“GERÇEKLER”
DENEYİM YENİLİK
ŞİMDİ GELECEK
UYGULANABİLİRLİK İLHAM
GERÇEKÇİ İDEALİST
VAR OLANI KULLANAN DEĞİŞİM YARATAN

3.) KARARLARINIZI NASIL ALMAYI TERCİH EDERSİNİZ?

Mantıksal ve Nesnel Değerlendirmeler Üzerinden
Kişisel Değerleri Göz Önünde Bulundurarak
DÜŞÜNCE ODAKLI
HİS ODAKLI
ANALİZ EDEN HİSLERİNE GÜVENEN
NESNEL ÖZNEL
MANTIKSAL KİŞİSEL
ELEŞTİRİCİ TAKDİR EDİCİ
GÖZLEMCİ KATILIMCI
KANIT TEMELLİ KARARLAR ALAN DEĞERLER ÜZERİNDEN KARARLAR ALAN
UZAĞI GÖREN ŞİMDİYİ GÖREN

4.) HAYATINIZI NASIL DÜZENLEMEYİ TERCİH EDERSİNİZ?

Planlı Kararlar Alıp
Nereye Gittiğinizi Bilerek
Yol Aldıkça Hayatı Keşfedip
Değişimlere Açık Olarak
YARGILAYICI ALGISAL
KAPALI AÇIK
KARARLAR ALAN KEŞİFLER YAPAN
YAPISALCI ANLAMSALCI
DÜZENLEYİCİ SORUŞTURAN
KATI ESNEK
KONTROLCÜ AKIŞA BIRAKAN

Myers-Briggs Modeli’nde dört sorunun yanıtı olan bu sekiz öğe birbirleriyle eşleştirilerek 16 adet kişilik özelliği belirleniyor. Bu kişilik özellikleri ise şöyle sıralanıyor:

Okumaya devam et

332 Katkı Maddesinin Gıdalarda Kullanılmasına Onay

AB mevzuatı doğrultusunda Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle 332 katkı maddesinin gıdalarda kullanılmasına izin verildi

ANKARA – Avrupa Birliği (AB) mevzuatı doğrultusunda, bazı katkı maddelerinin kullanıldığı ürünler ya da kullanım miktarlarında değişikliğe gidilerek, 332 katkı maddesinin gıdalarda kullanılmasına izin verildi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, yönetmelikte AB mevzuatına göre güncellemeye gidilerek, bazı katkı maddelerinin kullanıldığı ürünler ya da kullanım miktarlarında değişiklik yapıldı.

 “Kontrast arttırıcılar” adıyla yeni bir sınıf eklendi

Mevzuata “kontrast arttırıcılar” adıyla yeni bir fonksiyonel sınıf eklendi. Hazır ambalajlı olarak piyasaya arz edilen bazlamalarda ürünün küflenmesini önlemek amacıyla sadece propiyonik asit-propiyonatların kullanılmasına izin verildi.

Gıda işletmecileri için son tarih 31 Aralık

Yönetmeliğe 8 yeni katkı maddesi eklenirken, 19’u tatlandırıcı, 40’ı renklendirici, 273’ü de renklendiriciler ve tatlandırıcılar dışındakiler olmak üzere toplam 332 katkı maddesinin gıdalarda kullanılmasına izin verildi. Gıda işletmecilerine 31 Aralık 2014’e kadar yönetmelik hükümlerine uyma zorunluluğu getirildi. Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce faaliyet gösteren gıda işletmecileri tarafından 31 Aralık 2014’ten önce piyasaya arz edilen ürünler ise 31 Aralık 2015’e kadar piyasada bulunabilecek.